Konyaaltı Şemsiye, Konyaaltı Şemsiye Modelleri, Konyaaltı Şemsiye Fiyatları
Konyaaltı Şemsiye, Konyaaltı Şemsiye Modelleri, Konyaaltı Şemsiye Fiyatları
35 yılı aşkın tecrübemiz, büyümek ve her zaman daha iyisini yapma çabalarımız ulusal ve uluslararası pazarda sektörün önde gelen şemsiye imalatçılarından biri olarak isim yapmamızı sağlamıştır.
Bize Türkiye’nin her yerinden 444 1 431 numaralı telefonlarımızdan ulaşarak şemsiyelerimiz hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Aşağıdaki ürün modelleri dışında esnek ürün bandımız sayesinde müşteri isteklerine yönelik şemsiye imalatı yapabilmekteyiz.
Üretimini yaptığımız şemsiyelerde isteğe göre yerli veya 5 yıl solmazlık garantili ithal kumaş kullanmaktayız. Ayrıca şemsiye iskeletlerimizde yüksek mukavemette teknik alüminyum kullanılmıştır. Mukavemet artırımı ve kırılmayı önlemek için bütün kollar şemsiye orta borusu ile birlikte termik denilen ısıl işleme tabi tutularak ömrü uzatılmıştır.
Yerli şemsiyelik kumaşlar daha kısa vadeli kullanımlara uygun olup ekonomik şemsiye arayanlara kesin çözüm dür. Ekonomik şemsiyelerde kullanılan bu kumaşlarda istenilen şemsiyelik kumaş renkleri ve desenleri firmamız bünyesinde bulunmaktadır.
İthal şemsiyelik kumaşlar daha uzun vadeli kullanımlara sahip olup renk ve desenlerini uzun yıllar bozulmadan koruyabilmektedir. Bunlar İspanyol malı şemsiyelik ithal kumaşlar ve şemsiyelik akrilik kumaşlar olarak sınıflandırılır.
Şemsiye ayakları; plastik, beton, devrilmez, sabit, mermer, ekonomik ve ayak iskeleti olarak farklı model ve ölçülerde üretilmektedir. Sizin kullanımınıza uygun ayağı müşteri temsilcinizden öğrenebilirsiniz.
Ayrıca şemsiye saçaklarına veya kumaşın istediğiniz yerlerine isteğiniz doğrultusunda baskı yapılabilmektedir.
Şemsiye modellerimizden bazıları aşağıda listelenmiştir.
Bahçe Şemsiyesi
Konyaaltı Kafe Şemsiyesi
Konyaaltı Deniz Şemsiyesi
Konyaaltı Garantili Şemsiye
Konyaaltı Şemsiye İmalatı
Konyaaltı Şemsiye İmalatçısı
Konyaaltı Kare Şemsiye
Konyaaltı Katlanır Şemsiye
Konyaaltı Klimalı Şemsiye
Konyaaltı Lokanta Şemsiyesi
Konyaaltı Restaurant Şemsiyesi
Konyaaltı Lüks Şemsiye
Konyaaltı Mega Şemsiye
Konyaaltı Otel Şemsiyesi
Konyaaltı Parasol Şemsiye
Konyaaltı Plaj Şemsiyesi
Konyaaltı Teleskopik Şemsiye
Konyaaltı Teras Şemsiyesi
Konyaaltı Şemsiye Üreticisi
Konyaaltı Yandan Direkli Şemsiye
Konyaaltı Yandan Açılır Şemsiye
Konyaaltı Şemsiye Bidonu
Konyaaltı Şemsiye Mermeri
Konyaaltı Şemsiye Ayağı
Konyaaltı Şemsiye İskeleti
Konyaaltı Şemsiye Yedek Parçası
Konyaaltı Yandan Gövdeli Şemsiye
KONYAALTI HAKKINDA
Bugün Konyaaltı olarak adlandırılan bölgenin, yakın tarihimize kadar, Antalya’nın falezler üzerinde yer almasından dolayı KOYALTI biçiminde anıldığı ve halk dilinde söylene söylene Konyaaltı’na dönüştüğü belirtilmektedir.
Konyaaltı, Anadolu Uygarlıkları yerleşim haritasına göre, LİKYA sınırları içinde yer almaktadır. Likya, Pamphilya ile sınırdır. M.Ö. 30 yıl öncesine kadar uzandığı bilinen Likya uygarlığının, Konyaaltı bölgesinde yer alan kentinin adı ise OLBİA’dır.
Olbia ile ilgili olarak, Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji bölümü, bir süredir araştırma kazıları yapmaktadır. Bu çalışmalara katılan Doç. Dr. Nevzat Çevik, Olbia’nın varlığını şöyle anlatmaktadır:”Arapsuyu’ndan Boğa Çayı’na kadar çok geniş bir alanda günümüze ulaşabilmiş kalıntılar,
‘Güçlü bir kale’den bahseden antik kaynakları doğrularken, yeri hep tartışılagelen Olbia’nın, merkez Deliktaş olmak üzere, Arapsuyu ağzında ve çevresinde kurulu olduğunu ortaya koymuştur. 2,70 m. kalınlığındaki erken sur duvarları kalıntıları ve rıhtım blokları, Olbia’nın deniz taşıtlarının yanaşabildiği bir kıyı yerleşimi olduğunu göstermektedir. Termesos’da yaşayan Solymler’in ticaret ve ulaşım amacıyla deniz kıyısına kurdukları küçük bir yerleşimdir. Ancak bu yerleşim bir ‘demos’ un da üstünde özellikler göstermektedir. Hatta, İmhoof-Blumer, ‘İÖ. 5.yy’da yapılmış bazı Likya sikkelerinin Olbia’ya ait olabileceğini ‘ bile öne sürer.””…Termessos’un güney komşusu Olbia Pampilia’da beşinci kenttir.’ diye kaydeden Hierokles’den, Strabon’a kadarki antik kaynaklar birbirleriyle ve bizim saptadığımız kalıntılarla karşılaştırıldığında, Olbia’nın Akdeniz coğrafyasındaki yerini, bugünkü Arapsuyu olarak iyice belirgenleştirir….”
Doç. Dr. Nevzat Çelik, Bugün kaleiçi olarak adlandırılan Atteleia’nın kuruluşunda Olbia’lıların rol oynadığından söz etmektedir:
“… Atteleia’nın kuruluşu ile, ilk tarihsel anlamda karşımıza çıkan Olbia’nın Atteleia kurulmadan çok önce var olduğu kesindir. Çünkü Atteleia’yı, II Attalos (İÖ. 159-138) bir kısım Olbia’lılarla birlikte kurmuştur. Bu anlamda, Atteleia Solymler’in yani Olbia’lıların kenti sayılabilir.
Apameia barış andlaşmasıyla, Bergama kırallığı adına Pamphilia’ya sahip olan II.Attalos’un, Olbia varken hemen yanında yeni bir liman kenti kurmak istemesinin nedeni, Antik Olbia coğrafyasında gizlidir: 60’lı yılların başlarında yapılan bazı araştırmalarda saptanan ” rıhtım blokları”, güçlü surlarla korunmuş Deliktaş’ın batısından denizin içeri girdiğini ve gemilerin sığındıklarını göstermektedir. Anlaşılan bu açıklık denizden yürüyen kumlar ve Arapsuyu’nun alüvyonları ile dolmuş ve zamanla kullanılmaz hale gelmiştir. İşte, Attalos’un yeni bir yer arayışındaki nedenlerden biride budur.
Ve kurmak istediği kentte aradığı özelliklerin tümüne, doğal korunaklı Atteleia sahiptir..
Olbia’nın denizine açılmak isteyen Solymler’e yurtluk ettiği açıktır. Bu yurt, tam anlamında bir kent olmamakla birlikte, Likya’da Cadrama adıyla bir koloniye sahip olacak denlide güçlüdür. Ancak Attalos’la birlik olup ayrılan Olbia’lıların eksilmesi ve yeni kentin etkisiyle İÖ. 2. yy’ın ortalarından itibaren OLBİA önemini yitirmeye başlar. Ancak Bizans çağındada yerleşim olduğu bellidir…” Doç. Dr. Nevzat Çevik araştırmaları sonucu bulabildikleri kalıntıların yerlerinide şöyle belirtmektedir:”…Pamphilia körfezinin, Antalya’nın güney batısında Likya’ya dönmeye yüz tuttuğu köşede, Deliktaş(Konyaaltı koruluğu yanında) ve Arapsuyu arasında yoğunlaşan kalıntılar, kuzeyde Akdeniz Üniversitesi kampüsü, batıda ise Boğaçaya kadar yayılan alana dağılmıştır. Kalıntılar, Konyaaltındaki doğu yanındaki burunda başlar. Denizden yüksekliği 9,8 m olan tepeciğin doğu ve kuzey yanlarından teraslar iner. Bunun üst terası boyunca ana kayaya açılan yapı tabanları izlenir. Tepenin güney dik yüzünde, yarı bağımsız duran kaya kütlesi içindeki doğoal oyuk odasına, üst terastan bir kısmı basamaklı kaya yoluyla inilir. Yolun bir duvarla gizlenip korunduğu, yol boyunca açılan duvar yuvasından anlaşılmaktadır… Geniş açıklığından tüm denizin görülebildiği yapı bir bekçi odası olmalıdır…” “…Üstünde önemli yapılar olduğu anlaşılan bu tepenin yaklaşık 100 m kuzeyindeki daha yüksek falezin ucunda ve KB-GD doğrultularında sur duvarları kalıntıları saptanmıştır. Bu araştırmalar sonucunda, bölgede İÖ. 5-4 yy’da örnekleri görülen Kiremit mezarlara rastlanmıştır.
Kaynak: Konyaaltı Belediyesi
[social_links]